TUĞBA'M

11 Aralık 2012 Salı

Evlilik - 2


"Bitti! Seninle aramızdaki sevgi öldü.
Sanırım boşanmak­tan başka çaremiz yok."
Evet!.. Şimdilerde pek sık duyar olduk böyle cümleleri. Peki, ama neden?
 İşte nedenlerden birkaçı:

Saygısızlık

Kimi eşler, evlenir evlenmez "Karı-koca arasında resmi­yet mi olur?" düşüncesiyle saygıyı rafa kaldırıyorlar. Hâlbu­ki saygı, sevgiyi besler. Her kaba söz ve davranış, sevgi du­varından koparılan tuğladır.

Sevgisizlik
Kimileri evlendikten sonra "seni seviyorum" demeyi an­garya görerek "Ona devamlı sevdiğimi hatırlatmama ne ge­rek var?" diyorlar. Oysa sevgiyi açığa vurmamak, odun atılmayan ateş gibi sevgi ateşini söndürmektir.

İlgisizlik
Saksıdaki menekşenizin gelişip çiçek açması için su ney­se, sevgi çiçeğinizin büyüyüp gelişmesi için de ilgi odur. İlgi, sevgi çeşmesinin musluğu, ilgisizlik kör tapasıdır.

İletişimsizlik
"İnsanın ihtiyacını en fazla tatmin eden kalbine karşı bir kalbin bulunmasıdır ki her iki taraf sevgilerini, aşklarını, şevklerini karşılıklı değiştirsinler. Lezzetlerden ortak tat al­sınlar, kederli durumlarda da birbirlerine yardımcı olsunlar. Evet, bir işte hayrette kalan bir adam, birinin gelip kendisiy­le o hayreti paylaşmasını ister." Bu paylaşım olmadığı za­man eşler, kendilerini yalnız hisseder. Çünkü iletişim, sev­ginin dilidir. İletişimsizlik sevgi dilinin katilidir.

Bencillik
Şefkat, merhamet ve fedakârlık duygusundan yoksun olarak erkeğin "yuvayı dişi kuş yapar" mantığıyla her şeyi kadından beklemesi; kadının da aşırı beklenti içinde olması, sevginin ecelidir. Çünkü bencillik sevgiyi öğüten değirmen­dir.

Negatif düşünce
Bazıları, her şeyi yanlış anlayarak eşinin kendisini sev­mediğini düşünür. Sürekli yanlış anlaşılan eş, kendisini sav­cı karşısında yargılanan suçlu gibi hissetmeye başlar. Nega­tif düşünce, sevginin ölüm fermanına atılan imzadır.

Alkol, kumar gibi alışkanlıklar
Alkol, sevgi çeşmesine atılan zehir, kumar sevgi yumağı­nı mahveden bombadır. Yani kötü alışkanlıklar sevgiyi yu­tan birer canavardır.

Kin, nefret, öfke
Kin sevginin buzdolabı, öfke sevginin barut fıçısı, nefret de sevginin celladıdır.

Kültür boşluğu
Kitap okuma hastası olan birisiyle kitaptan nefret eden irisinin arasında uçurumdan başka ne olur?

Huy ve mizaç uyumsuzluğu
Birbirlerini sevseler de farklı huy ve mizaçta olanların yaşadıkları zıtlaşmalar, pişmiş sevgi aşma katılan
soğuk sudur.

Aile yakınlarının araya girmesi
Kayınvalide, görümce, hala, teyze vb. gibi yakınların, eş­lerin arasına girmesi, eşler arası sevginin idam kararını ve­ren aile mahkemesidir.

Eşini değiştirmeye çalışmak
Sürekli "şöyle hareket et, şöyle davran, şöyle konuş" di­yerek eşi, çocuk eğitir gibi eğitmeye kalkışmak, sevginin ölüm tuzağıdır.

Şiddet
Eşe atılan her tokat, sevgi bağını kesen bir makastır.

Dinî inançlar
Dinî inançlarda kişiler aynı bakış açısını taşımıyorsa yani eşlerden biri namaz kılarken diğeri namazla alay ediyorsa eşlerin o evlilikte mutluluğu yakalamaları kolay değildir.

(Alıntıdır)

Evlilik - 1






"Evlilik sofrasında mutluluk yemeğini yemek istiyorsu­nuz;
Peki, bunun için ne yapıyorsunuz?
Parmağınızı bile oy­natmadan eşinizin sizi mutlu etmesini mi bekliyorsunuz?
Öyleyse boşuna beklersiniz. Siz beklerken mutluluk yanını­za uğramadan çekip gider.
Çünkü yemeği yemek için ocağa koymak, sofraya oturmak için sofrayı hazırlamak gerek...
Şayet yemeği ocağa koymak ve sofrayı hazırlamak zorunuza gider de masada beklerseniz yemekler kendiliğinden gelip önünüze dizilmez.
Peki, ne yapmanız gerek?
Önce evlilik sofrasını açın. Mutluluk yemeğini itinayla pişirin. Pişen yemeği huzur tabaklarına koyun. Tabakların üzerine biraz tebessüm tozu dökün. Bardaklarınıza neşe meşrubatı doldurun. Vazonuzda birkaç tane saadet gülü bu­lundurmayı da ihmal etmeyin.
Oda sıcaklığına gelince ne negatif enerjinizle donsun ne de sinir katsayınızla sıcaklığı otuzlara vursun. Lisan-ı haliniz bahar meltemi estirsin. Dudaklarınızdan dökülen kelimeler, Temmuzda toprağı ferahlatan yağmur damlalarına dönsün.
Belki de Söylenenler sanıldığı kadar kolay değil. Belki de "söz uçup" gidiyor. Yazılanları uygulamaksa hayli zor olu­yor. Çünkü kimi sofralar zor kuruluyor kimi mutluluk aşları zor pişiyor. Ocağı yakmak için bir hayli uğraşmanız, bayağı nefes tüketmeniz gerekebiliyor.
Kimileri yemeklerinin üzerine dökülen tebessüm tozun­dan hoşlanmaz. Yemeğinin huzur tabağına konmasını iste­mez. Neşe meşrubatından nefret edenler bile vardır.
Ya eşleriyle birlikte yemek yemeyenler, yemekten zevk almayanlar?
Hangi tür mutluluk yemeği yaparsanız yapın sizinkini beğenmeyip başkalarıyla aynı yemeği yemeğe bayı­lanlara ne denemeli?
Bu durum karşısında nasıl davranılmalı?
"Haydi, bana eyvallah, ben de kendime başka bir sofra arkadaşı bulurum" mu demeli?
Böyle demek çözüm mü? Bir celsede bu kelimeyi söyleyenler, aradıkları arkadaşı bulabi­liyorlar mı?
Birazcık durun ve düşünün!.. Yeni arkadaşınızın eski arkadaşınızla aynı karakterde olmadığını nereden bile­bilirsiniz? "Ben onu tanıyamamışım. Bunu tanırım" derseniz yine yanılabilirsiniz.
İsterseniz evlilik sofrasındaki mutluluk yemeğinin tarifini değiştirelim ve deneyelim.
Yine evlilik sofrasını açın. Mutluluk aşının yanına biraz da sabır çorbası yapın. Zor da olsa üç-beş tane kabuklu imtihan cevizi ekleyin. Çorbanı­zın üzerine siz sevmeseniz de eşinizin sevdiği acı.baharat­lardan oluşan bir karışımı kızgın yağda kavurarak dökmeyi unutmayın.
Belki biraz ağzınız yanabilir. Mideniz kavrulabi­lir. Fakat sabır çorbasının bütün hastalıklara iyi geldiğini unutmayın. Karanlık gecelerin gündüze hamile oluğunu biliyorsunuz. Ben sabahı bekleyemem, derseniz hiçbir sabahı göremezsiniz. Hiçbir güneşin muhteşem doğuşuna teşne olamazsınız.
Sabaha kadar goncanın başında açılışını beklediği halde, sabrını tüketip sabaha yakın uykuya dalarak tomurcuğun açılışını göremeyen bülbül gibi olmayın. Bir kalemde her şe­yi silmek kolay; ama her şeyin sancılı bir dönemi vardır. Deli bir adam bir kibritle bir evi yakıp kül edebilir.
Unutmayın: "Bu dünya dar-ı hizmet yeridir.
Ücret ve mükâfat yeri değildir."

(Alıntıdır.)

6 Aralık 2012 Perşembe

Karaca Her Yılın Modası :)

Değişik Kahvaltı Sofraları Olsun Dedim 
Tek Parça Satılan Ürünleri Aldım.
Bu Zeytinliği Çok Sevdim :)
Çerezlik Olarakta Güzel Durmuş :)




 Bunu Ne Amaçla Kullanırım Bilmiyorum .
Belki Salata, Poğaça Falan Konulabilir Dedim
Hoşuma Gitti Aldım



Çerezlik ( Reçellik )





Şimdilik bu kadar

Görüşmek Üzere  

:-)

4 Aralık 2012 Salı

Akşamüstü Bir Gün :)



Geçen Hafta Cuma Günü Nişanlım İzinliydi.
Bende İşten 20 dk. Erken Çıktım.
Nişanlımla Birlikte Sinema'ya Gitmeyi İstiyordum.
Yeni Tanıştığımız Zamanlar Vaktimi Sinemada Geçirmek İstemedim.
Filmle Değil, Birbirimizle İlgilenelim İstedim.
Sonrada Yaz Geldi.
Ben Yazın Sinemayı Çok Tercih Etmem.
 Nişanlımda Benimle Aynı Fikirde Sanırım.
Açık Havayı Daha Çok Seviyoruz. 
Ve Şimdi Malum Yine Kış Aylarına Girdik.
Kışın Sinema Keyfi Daha Güzel Oluyor.
Ben Evim Sensin Filmini Çok Merak Ediyordum.
Bu Film İkimizin Birlikte Gittiği İlk Sinema Oldu.
Eh İlk Sinema Olduğuna Göre
Romantik Bişey Olması Lazım Dedim.
Biraz Duygusal Anlar Yaşadık..





Filmin Konusu
"Leyla Başından Geçen Bir Ayrılık Sonrası Baba Evine Dönmüştür. Kalbi Kırıktır ve Çocukluğundan Beri Sorunlu Bir İlişkileri Olan Babası Selim İle Aralarındaki Sorunları Çözmeye Çalışmaktadırlar.
İskender İse Küçük Yaşlardan Beri Şanssız Bir Hayat Yaşamış Olan,
Yetimhanede Büyümüş ve Hayatı Boyunca Hiç

 Evim Diyebileceği Bir Yere Sahip Olmamış Bir Adamdır.
Beklenmedik Bir Şekilde Karşılaşan Bu İkili
Onları Aradıklarını Bulmalarını Sağlayacak
 Bir Aşkın İçine Sürükler,
Leyla Yaralarını Sararken , İskender'in Evi Leyla Olur
Fakat Bu Güzel Hikayenin Böyle Sürmesine Engel Olacak Olaylar Peşlerini Bırakmaz".(alıntı)







Leyla'da İskenderi Çok Sever ve Evlenirler.
Ancak Bir Süre Sonra Leyla'da Giderek Artan
Bunama Hastalığı Görülür.
 Ve Zamanla Bazı Şeyleri Unutmaya Başlar.
Bu Hastalıktan Dolayı İskender'e
Eski Sevgilisinin İsmiyle Bile Hitap Eder.
Ve Ona Seni Seviyorum Der.. 
Bütün Bunlara Rağmen İskender Onu Son Ana Kadar Terketmez...
Ancak Filmin Sonunda Leyla Hayatını Kaybeder :(





Film'den Sonra Aşkımın Hediyesi
İlk Sinemamız Olan "EVİM SENSİN'İN" Cd'si Oldu...




3 Aralık 2012 Pazartesi

Bernardo Günlük Yemek Takımı

 
 
Bu  Yıl Ramazan Bayramı Kampanyasında Bernardo'nun
1 Alana 1 Bedava
Kampanyasından Yararlandım.
 
Kendime Günlük Yemek Takımını,
Anneme Kahvaltı Takımını Aldım.
 
Hemen Hemen Ne Alırsam Annemede Bir Değişini Alıyorum :)
Ben Aldıkça Annemde Yeniden Çeyiz Tamamlıyor Sanki :)
 
 
Ömrümün Geri Kalanına Güzel Yemekler Sunacağım 
Jardin Günlük Yemek Takımımız :)