TUĞBA'M

14 Haziran 2013 Cuma

Yeni Çeyiz Alışverişlerim :)

 İşlerin Yoğunluğundan Hiç Bir Paylaşımda Bulunamıyorum..
Ama Bu Hafta Benim İçin Çok Güzel Şeyler Oldu..
Dün Biricik Nişanlım Bana Çiçek Göndermiş..
Normalde Hiç İşyerime Göndermezdi..Başkaları Görmesin Diye.
O Yüzden Bu Benim İçin Çok Güzel Bir Jest Oldu...
İşte Misss Kokulu Güllerim :)



Bugün İse İş Anlamında Çok Güzel Bir Haber Aldım..
Yaptığım İş Aynı Olacak Ama Yerim Değişecek ..
Ve Bu Beni Çok Mutlu Etti.


Birde Nişanlımın Açıköğretim Sonuçları Açıklansa
 Bir Güzel Haberde Ondan Duysam Daha Çok Sevinicem...


Neyse Sırada Öylesine Gezmek İçin Girip
Çeyize Eklenenler Var


Görünce Bayıldığım Saatimiz :)




Kelebekli Tuzluklarımız :)




Ve Diğerleri :)






Yeni Bir Postta Görüşmek Üzere ;)

4 Haziran 2013 Salı

Duy Beni Sevgili Eşim

Nişanlım uzun zaman önce bu kitabı verdi...
Ne demek istedi acaba :P dermişim :)

Şaka bir yana her evli ve her nişanlı
insanın bu kitabı okumasını şiddetle tavsiye ediyorum..





Kitapta modern hayatın aile hayatına etkileri,
gelin kaynana, elti görümce ve eşler arasında yaşanan sorunlar ve yaşanması gereken her şey mevcut..

Bazı babalar dünyanın öbür ucundaki haberlere
gereğinden çok ilgi gösterirken
evdeki haberlerle pek ilgilenmezler.

Kadınlar, eşlerinin, aileyi ilgilendiren sorunlardan
uzak ve habersiz kalmalarından şikâyetçidir.
 
Mesela kitaptan bir örnek;


"Hayatım, bizim çocuğun okul işi ne oldu?"

 "..."

"Hayatım, bizim çocuğun okul işini sordum."

"Bana mı dedin? Ne dedin?"

"Allah aşkına beni duymuyor musun?"

"Yaaa, şurada bir haber seyrediyoruz. Ağız tadıyla seyrettirmiyorsun. Görmüyor musun dünyada neler oluyor?"

"Görmesine görüyorum da biraz büyük dünyayı bırakıp küçük dünyamıza yönelsen ve orada neler olduğunu görsen diyorum."

"Bütün gün çalışıp yoruluyorum. O dünyayı da sen gör."

"Tamam ama bazen de ben yetmiyorum. Sana ihtiyacımız oluyor."

Ne yazık ki, çoğu ailelerde bu tür diyaloglar yaşanıyor.

 Kimi babalar, bütün haberleri, açık oturumları ve futbol karşılaşmalarını seyrediyor. Dünyada ne var ne yok öğreniyor.
 Fakat küçük dünyası olan evinde neler olduğundan ve çocuklarının evin dışında kimlerle karşılaştığından habersiz kalıyor.

Artık kadınların da erkekler gibi çalıştığını unutuyor. Bütün yük annenin omuzunda kaldığından problemleri en son babalar duyuyor.

Oysa insan hayatında iç içe girmiş daireler vardır. Odak noktasında ruh, sonra kalp, mide, cisim, aile, mahalle, şehir, memleket ve dünya...

En küçük dairede en önemli görevler bulunuyor.

 Nedense babaların çoğu insana cazip gelen, lüzumsuz ve kendilerini pek de ilgilendirmeyen dıştaki büyük
 daireyle meşgul oluyorlar.

Ama küçümsedikleri en küçük dairede
onları ilgilendiren önemli görevler vardır.

Meselâ dünyanın öbür ucunda birkaç ton uyuşturucu yakalanmasını öğreniyor, "vay be!" diyor.
Halbuki bunu öğrenmesinin ona ne faydası ne de zararı var.

Diğer taraftan çocuğunun
uyuşturucu tehlikesiyle karşı karşıya olduğunun farkına varmıyor.
 Oysa farkına varması gereken haber budur.
Çünkü burada kendine düşen bir sorumluluk,
yapacağı bir vazife ve kurtaracağı bir çocuğu vardır.

Bir hanım şöyle dert yanıyordu:
 "Eskiden 'kara kedi' gibi eşlerin arasına kayınvalideler girermiş. Şimdi ise TV'ler giriyor.
Eşim, işten gelir gelmez başına geçiyor.
Sonra da oracıkta sızıp kalıyor.
 Birlikte ne sohbet edebiliyoruz ne de çocuklarla ilgileniyor. Çocukların ve benim sorularıma cevap yerine
"susun şu önemli, bu önemli" diyor.
Özetle, akşamımız önem verdiğimiz önemsiz şeylerle zail oluyor. Daha önemliler hep öteleniyor ve ihmale uğruyor.
Problemler yumağı gittikçe büyüyüp çözülmez bir hale geliyor."

Bu durumda tek çare; zamanımızı,
mutluluğumuzu ve diyaloğumuzu koparan
TV'nin sesini biraz kısarak
birbirimizi duymak ve anlamaya çalışmak.
Büyük ama önemsiz dünyalardan
küçük ama önemli dünyamıza dönmek...
 Dünyayı kurtarmaktan vazgeçip
küçük dünyamızı kurtarmak için çaba sarf etmek...
Sevgimizi pekiştirme yolunu açan diyalog yollarını açmak. Öyleyse beyler!
Lütfen TV'nin sesini kısın ve eşlerinizin sesini duyun.
Bu kitabın bir kısım alıntısıydı...
Tabiki tek problem erkeklerde de değil...
Bayanlarla ilgilide şöyle bir yazı vardı...
Mesela bizim için önemli tarihler
erkekler için çok fazla birşey ifade etmeyebiliyor
benim sevgimi  bu tarihte alınan bir hediyeyle ölçemezsin düşencesi oluyor...
Biz bayanlar bunu abartabiliyoruz..
Oysaki sıradan bir günde alınan hediye daha değerlidir diye düşüyorum.
Özel gün mecburiyet gibi...
Ama sıradan bir gün gerçekten düşündüğünü gösterir..
Yada bayanların eşleri sinirliyken üzerine çok gitmeside erkeklerin kaldıramayacağı şeyler arasında..tabi biz yine dayanamayıp soruyoruz..
ne oldu? neden anlatmıyorsun? v.s...
Yani kısacası;
 hem erkek, hem kadına yönelik çok güzel bir kitap...
Neyse diğer paylaşımlarda görüşmek üzere
sevgiler ;)

3 Haziran 2013 Pazartesi

Haftasonu ve Çeyiz Alışverişleri :)

 
 
 Pazar Günü  Nişanlımın Üsküdar'da  Ve Kadıköy'de
 Sabah ve Öğleden Sonra  Sınavı Vardı.
Havanın Bunaltıcı Olmaması Bizim İçin Bir Avantaj Oldu..
Birde Sınavının Güzel Geçtiğini Söyleyince Daha Güzel Oldu..
Sınav Sonrası Hacı Sayid'de Güzel Bir Kalvaltıdan Sonra Biraz Dolaştık...
Kız Kulesine Karşı Çaylarımızı Yudumladık...
İnşaAllah Önümüzdeki Ay Kız Kulesinin İçine De Gideceğiz..
O Zaman Güzel Fotoğraflar Yayınlarım...

 
 
 
Sonra Diğer Sınava Girmek Üzere Kadıköy'ün Yolunu Tuttuk.
Sınav Vaktine Kadar Sorular Sordum...
Sınav Sonrası Moda Sahil'e Gittik..
Sınav Yerlerinin Sahillere Yakın Olması Güzeldi..
 
 
 
Şimdi Gelelim Çeyiz Alışverişlerine ;
 
 
Korkmaz Tost Makinemiz :)
Korkmaz Çaydanlığımız  :)


Korkmaz Çay Setimiz :)